25 Mart 2015 Çarşamba

Türkiye'de Pay TV Pazarı

Digital TV Research'ün Şubat ayında yayınladığı global rapora göre Türkiye'de Pay TV abone sayısının 2020'de 2014'e kıyasla %37 artması bekleniyor. 

Bu büyümenin sağlanabilmesi için yıllık ortalama abone artışının %5 olması gerekmekte.

2009-2014 döneminde pazarın büyüme hızı %10'dan %3'e gerilese de %5 çok uzak bir tahmin gibi görünmüyor.

Türkiye'nin ilk ücretli kanalı Cine 5'in 1993'de yayına başlamasının üzerinden geçen 22 senede Pay TV aboneliği 6 Milyon eve ulaşmış durumda.
  • Digiturk 16. yılında 2,7 Milyon abone ile pazar lideriyken en yakın rakibi Dsmart 8 yılın ardından 1,7 Milyon üyeye sahip. 2010 yılında pazara giren Tivibu'nun Ev aboneliği ise henüz 350 bin seviyelerinde.
Pazarın geleceğiyle ilgili fikir yürütmek açısından global araştırmalarda dikkat çeken noktalara bakmak da yarar var:
  • Reklam gelirleri dahil 1 milyar dolar olan Pay TV pazarı 2020'de iki katına çıkarak 2 Milyar dolara ulaşacak.(Digital TV Research)
  • Pay TV aboneleri ilgi alanlarındaki kanallara ulaşmak için farklı platformlardan birden fazla aboneliğe sahip olacaklar. (Delloitte)
  • Gelişmiş marketlerde ARPU (Kullanıcı başına ortalama gelir) 61$'ken gelişmekte olan marketlerdeki  22$ olduğundan kişi başı TV harcaması artacak (Euroconsult)
Bu bilgiler ışığında önümüzdeki dönemde Türkiye'deki Pay TV sunucularının alması muhtemel aksiyonlar:
  • Şampiyonlar Ligi ihalesini alan Tivibu ile pazara yeni giren Fil Box'un saha çalışmalarına başlaması ve iletişim atağına geçmesi
  • ARPU'yu yükseltmek için fiyat rekabetine girmek yerine uydu kullanıcılarına yönelerek penetrasyonu arttırması
  • Platfortmların rekabet avantajı sağlamak için exclusive içeriğe daha fazla yatırım yapması 
  • Varolan abonelerine ek paketler, yan oda üyelikleri, maç satışları ile organik büyümesi
Pazarın büyümesini "izleyicilerin istediği içeriğe istediği zaman ulaşma" motivasyonu sağlayacak. Bu motivasyon ile TV faturalarına bütçeden daha fazla pay ayrılması; TV ile birlikte Dijital'de de ücretli içerik tüketiminin önünü açacak diye umuyorum.

19 Mart 2015 Perşembe

Ulan İstanbul'un internet denemesi başarısızlıkla sonuçlandı

Daha önceki yazımda heyecan verici bir gelişme olarak yorumladığım dizilerin internette yayına devam etmesi süreci Ulan İstanbul için kısa sürdü maalesef.

Migros sponsorluğunda ilk iki haftası ücretsiz yayınlanan web bölümlerinin 1,5 milyona ulaşan izleyici sayıları gelecek vaad ederken, 3. hafta itibariyle ücretli döneme geçiş yapıldı. Herkesin merakla beklediği "İzleyiciler her bölüm için 1,99 TL verecek mi?" sorusunun cevabı belli olmuştu: Hayır! 

Ücretli bölümlerin izleyici sayısı 15.000-45.000 aralığında gerçekleşince kanal, dizinin yayınının sonlanacağını açıkladı.

Ücretsiz film/dizi izleme ve müzik indirmeye bu kadar alışık Türk internet kullanıcısı için ücretli içerik tüketimi gereksiz harcama olarak algılandığı bir kez daha kanıtlanmış oldu. Dijital içeriğe para ödenmeyi kanıksamamız için öncelikle yasal düzenlemelerin geliştirilip kapsamlı bir şekilde uygulanıyor olması gerek. Diğer alternatif ise içeriğe entegre reklam modelleri ile izleyicinin katkıda bulunmadığı finansmanı reklamverenler üzerinden sağlamak.

Önceki yazıyı okuma isterseniz:
http://sezinsel.blogspot.com.tr/2015/02/dizilerde-online-doneme-gecis.html



17 Mart 2015 Salı

Zaman ve araç esnekliği TV izlenme oranlarını arttırıyor

Dijital izlenmenin artmasıyla izleyiciler artık sevdikleri programların TV yayın saatine bağlı kalmayıp İçerikleri istedikleri yer ve zamanda farklı araçlarda izleme esnekliğine sahipler.
"İstediğin zamanda,istediğin yerde" : TV cep telefonu,tablet,bilgisayar gibi her mecradan ulaşılabilirliğinden çok istendiği zaman ulaşılabilir olmasına yeni odak noktası.

Viacom International Media Networks 14 ülkede 10.500 kişi ile yaptığı araştırma sonucuna göre 
  • Katılımcıların %51'i içeriği nasıl ve nerede izlediğinden çok ne zaman izlediklerini daha çok önemsiyorlar.
  • Araştırmaya katılanların %72'si TV sevdikleri programlar hakkında geçtiğimiz senelere göre daha çok konuştuğunu belirtmekte. TV'nin tanımı değişirken teknolojik gelişmeler sonucunda TV içeriği daha fazla tüketilmeye başlandı, izleyici interaksiyonu içeriklerin sosyal bir olgu haline getirdi. 
  • Ana akım kanallar izleyicilerin halen içerik arayışındaki ilk uğrak noktaları: %71 
                    

10 Mart 2015 Salı

Tv içeriği ve Twitter etkileşimine nörolojik bakış

TV içeriklerinin sosyal medyadaki yansıması ve bu iki mecranın etkileşimiyle ilgili dün yeni bir araştırma daha yayınlandı.

Nielsen Amerika'da seçilen 8 Tv programı üzerinde iki açıdan gözlemledi: İzleyicilerin program karşusındaki nörolojik tepkileri ve programların dakika bazlı Twitter trafiği.
Nörolojik tarafta katılımcıların TV programı esnasındaki zihinsel değişimleri hatırlama, dikkat ve duygusal bazda raporlandı.

İki farklı yöntemle elde edilen datanın bir araya getirilmesi sonucunda: 
İzleyicilerin nörolojik tepkileri ile Twitter'daki dakika bazlı etkileşim arasında korelasyon %79,5 oranıyla oldukça üst düzeyde.

Bu araştırma sonucunun iletişim planlaması tarafındaki çıkarımlarını şöyle sıralayabiliriz:
  • Etkileşimi fazla olan Tv programlarının izleyiciyileri duygusal bazda daha fazla etkilediği ve bunun da hatırlanmaya olumlu etkisi olduğu
  • Hatırlanma oranı yüksek bu programlarda marka olarak yer almanın reklamın hatırlanma ve geri dönüşüne olumlu katkı sağlayacağı